Doğalgaz Hakkında Genel Bilgi
Doğalgaz nedir? doğalgaz yüzde yetmiş oranında metan gazından oluşan ve yerin altından çıkarılan yanıcı bir gazdır. Doğalgazın içeriğinde çeşitli miktarlarda atmosferik basınç altında sıvılaşan hidrokarbonlar Sülfür bileşikler karbondioksit helyum ve nitrojen gibi istenmeyen maddeler de bulunmaktadır. Rezervuardan çıkarıldığı haliyle aldığı isim ham doğalgaz olup bu gazın işlenmesi ve saflaştırılması işlemlerinden geçirilmesi gerekmektedir. Çıkarıldığı haliyle doğalgazın içerisinde Sülfür oranı yüksek ise acı ve sert olarak isimlendirilir. Sülfür oranı az ise yumuşak ve tatlı olarak isimlendirilir.
Doğalgaz, çıkarıldığı kaynakta Petrol ile beraber bulunuyorsa Associated, saf halde petrol olmadan bulunuyorsa, Non -Associated olarak nitelenir. Büyük oranda CH4 içerdiği için ve karbon sayısı az olduğu için emisyonu da düşüktür. Bir yakıtta karbon sayısı arttıkça, doğayı kirletme oranı da o ölçüde artar. Basitçe C5- C8 ile başlayan benzin benzeri fosil yakıtlar, bol oranda karbon içerirler ve emisyonları da yüksek olur. Bu nedenle doğalgaz temiz yakıtlar sınıfında ele alınır.
Doğalgaz Zehirli Değildir
Doğalgaz, renksiz kokusuz ve zehirsiz bir gaz yakıttır. Korozif etkisi yoktur ve kalıntı -kurum bırakmadan temiz yanar. Dolayısı ile tüm dünyada bir numaralı yakıt olarak tercih edilir. Doğalgaz sızıntılarını hemen fark etmek için, gaza çürük yumurta kokusu vermesi için katkı maddeleri eklenir. Böylece sızıntılar kolayca fark edilebilir.
Doğalgaz Bileşimleri
Büyük oranda Metan CH4 gazı içeren doğalgazın içinde, Etan – Bütan Propan ve Kondensat gibi enerji veren bileşikler de yer alır. Ayrıca hiç enerjisi olmayan CO2 ve H2S gibi enerjisiz bileşikler de içerir. Proses işlemlerinde, istenmeyen gazların ayrılması sağlanır. Saf metan oranı arttırılmaya çalışılır.
Doğalgaz Hafif Bir Gazdır
Doğalgazın havadan hafif olması nedeni ile sızıntı durumunda tavana yükselir. Yani tavandan süpürülmesi gerekir. Açık bir alan bulabilirse yukarı çıkarak atmosfere dağılır. Bir mol metan ( CH4 ) yandığında karbon dioksit ve su açığa çıktığı gibi, 890 Kilo Joule enerji açığa çıkar.
Doğalgaz Oluşumu
Doğalgaz petrol yakıtları gibi, on milyonlarca yıl içerisinde, belli bazı jeolojik oluşumlar sonucu gerçekleşir. Hayvan-insan ve bitki atıkları bu uzun süreçte, yerin derinliklerine inerler, bu derinliklerde biyolojik- kimyasal reaksiyonlar gerçekleşir ve doğalgaz oluştururlar. Oluşumda bakteriler ve radyo-aktivite büyük rol oynar. Doğalgaz kaynakları konvansiyonel kaynaklar ve konvansiyonel olmayan kaynaklar olarak iki kısma ayrılır.
Doğalgaz Nasıl Zehirler?
Doğalgaz Zehirli midir?
Kış aylarında sıklıkla duyduğumuz hadiselerden birisi de doğalgaz zehirlenmeleridir. Aslında doğalgaz zehirli bir akışkan değildir. Doğalgaz kaçakları nedeniyle veya doğalgaz bacalarındaki filtrelemelerin düzgün çalışmaması nedeniyle, ortamdaki temiz havanın yerini diğer çeşitli zararlı gazların alması neticesinde zehirlenmeler meydana gelebiliyor. Bu durum, halkın doğalgaz sistemlerini kötü tanımasına ve nadiren de olsa kullanımına engel teşkil etmesine neden olabiliyor. Doğalgaz çevreci bir gazdır ve insan hayatını doğrudan tehlikeye sokmaz.
Doğalgaz Zehirli Değilse, Neden Ölümlü Sonuçlar Doğuruyor?
Doğalgaz solunduğunda ölümcül bir tehlikeye neden olmaz. Fakat doğalgaz kaynaklı yanmalar sonucunda ortaya çıkan karbon monoksit gazı tehlikelidir. Soba zehirlenmelerindeki ölümlü sonuçlar da karbon monoksit gazlarının solunması neticesinde ortaya çıkmaktadır.
Yani soba zehirlenmelerinin, doğalgaz zehirlenmelerinden bir farkı yoktur. Doğalgaz, fuel-oil, motorin veya kömür gibi yanıcıların ortamdaki oksijen ile tepkimeye girmesi sonucunda yanma oluşur ve karbondioksit (CO2) gazı ortaya çıkar. Şayet ortamda yeteri kadar havalandırma yapılamıyorsa içerideki canlılar oksijensiz kalır. Yanma sonucu karbondioksit gazının karbon monoksit (CO) gazına dönüşmesi ile zehirli bir gaz solunumu yapılmış olur. İşte bu karbon monoksit gazı ölümlere neden olan gazdır. Ortamdaki oksijen tükendiğinde, yalnızca CO solunmuş olur.
Doğalgaz Kaynaklı Zehirlenmelerin Önüne Geçmek İçin Ne Gibi Tedbirler Alınmalı?
Olası doğalgaz zehirlenmelerini önlemek için alınabilecek bir dizi önlem vardır. Kombi bakımının düzenli olarak yapılması en önemli kriterdir. Doğalgaz firmaları bakım yaparken, tüm ısıtma sistemi hatlarını kontrol etmektedir. Aynı zamanda kombi cihazındaki arızaların giderilmesi ve bu arızalara bağlı oluşabilecek sorunların giderilmesi de böylelikle önlenmiş olur. Kombiye bağlı bacaların temizliği de alınabilecek önlemlerdendir. Doğalgaz sistemlerinde kullanılan diğer cihazların bakımlarının da periyodik olarak gerçekleştirilmesi gerekir. Şofben, doğalgazlı ocak, doğalgaz sobası ve mevcutsa doğalgazla çalışan diğer cihazların bacaları da belirli periyotlarda temizlenmelidir. Aşağıda bakım sırasında yapılabilecek bazı işlemler listelenmiştir:
- Cihaz tozları temizlenmeli,
- Ömrünü dolduran tesisat filtresinin yenilenmesi,
- Brülör sökülüp, temizlenmeli. Gerektiği durumda değiştirilmeli,
- Meme gözeneklerinde biriken tozlar temizlenmeli,
- Fan motorunda bulunan fan tozları, fırça ekipmanlı ile temizlenmeli,
- Prop gözleri sökülüp temizlenmeli,
- Kombi kalori kapasite ayarı yapılmalı,
- Ateşleme elektrotları temizlenmeli, gerektiği durumda değiştirilmeli,
- Sıcak su sistemi kontrol edilmeli,
- Genleşme tankında bulunan hava basınç oranı ölçülmeli. Yeterli basınç yoksa gaz takviyesi yapılmalı,
- Yanma bölümünde biriken tozlar temizlenmeli,
- Termostat kontrolü yapılmalı, hassasiyetini kaybetmiş termostatlar yenisi ile değiştirilmeli,
- Baca kullanılan cihazların baca emniyet limiti hassaslığı (işlevini yerini getirip getirmediği) kontrol edilmeli ve gerekirse yenisi ile değiştirilmeli,
- Tüm kontrollerden sonra cihazın doğru çalışıp çalışmadığı kontrol edilmeli.
Evinize doğalgazla çalışan yeni bir cihaz aldıysanız, doğalgaz temin ettiğiniz firmadan bu konuda destek talep etmeniz gerekmektedir. Ne olursa olsun, doğalgaz tesisatına herhangi bir şekilde müdahalede bulunmamalısınız.
Havalandırma Kanalları Ne Olursa Olsun Kapatılmamalıdır!
Doğalgaz kullanılan evlerde, havalandırmanın düzgün yapılabilmesi için belirli noktalara hava akımı gerçekleştiren dairesel kanallar açılmaktadır. Kanatçıklar bulunan bu kanalları, bazı ev sahipleri odayı soğuttuğu gerekçesiyle bantla veya çeşitli ekipmanlarla kapatmayı tercih etmektedir.
Bu en çok karşılaşılan yanlışlardan birisidir. Olası gaz kaçaklarında veya kaçaklara bağlı yanmalar sonucunda ortaya çıkabilecek zehirli gazların solunulmaması amacıyla yapılan bir uygulamadır. Bahsettiğimiz bu kanallar kapatılırsa, ortamda yeteri kadar hava sirkülasyonu yapılamaz ve mekan içerisindeki gazların solunulması olumsuz sonuçlar doğurabilir.
Doğalgaz Kaynakları Nelerdir
Petrol ve doğalgaz birbirine benzeyen ve atomal yapıda hidrojen ve karbon gibi atomlardan oluşan bileşiklerdir. Bu fosil yakıtlar organik maddelerin çok uzun yıllar boyunca çeşitli Biyolojik ve jeolojik proseslerden geçmeleri sonucunda yakıta dönüşürler. Yerin belirli katmanlarında maturasyon adı verilen çeşitli pişme koşullarından geçerek yakıt haline gelirler.
Bu noktada hidrokarbonların yüksek ısı ve basınç altında yerin alt tabakalarına gömülmesi gerçekleşmektedir, önce yüksek ısılarda ve basınçlarda gaz oluşumu meydana gelmektedir. Sıcaklık gittikçe arttığından basınçta artmaktadır ve petrol bileşenleri meydana gelmektedir.
Yüksek basınç altına maruz kalan hidrokarbon moleküller parçalandıklarında doğalgazı meydana getiriyorlar. Kökenleri okyanusa dayanan bazı mikroskobik bakteriler organik maddeleri parçalarlar ve bugün kullandığımız petrol ve doğalgazı meydana getirirler. Yine Karada varlığını sürdüren bitkiler de doğalgazın oluşumuna katkı sağlarlar. Bu açıdan doğalgaz kaynakları konvansiyonel kaynaklar ve konvansiyonel olmayan kaynaklar olarak iki kısımda incelenmektedir.
Doğalgaz Kaynakları
Konvansiyonel kaynaklara baktığımızda yüksek basınç altında kalan bitki ve hayvan insan kalıntılarının yıllar İçinde sıkışıp kalması ile termojenik metan oluşması sağlanıyor, binyıllar boyunca organik partiküller sedimentler tarafından ve çamur tarafından kaplanırlar. Çok yüksek sıcaklık ve basınç nedeniyle hidrokarbon bağları birbirinden kopup parçalanır ve daha düşük sıcaklıklarda daha az bağ kopar.
Az bağ kopması Petrol oluşumunu sağlar yüksek sıcaklık ve basınçta bağların kopması ise doğalgazı meydana getirir. Yeraltında derinliklere inildikçe derinliğin artmasına paralel olarak doğalgaz rezervlerinde daha az oranda metan olduğu gözlemlenir, yine bu atıkların kömürleşme aşamalarında yan ürün olarak metan- CH4 ortaya çıkar. Oksijenli ortamlarda çalışmalarını sürdüren bakteriler buralarda toplanmış olan oksijeni tüketirler ortamda suyun varlığı ve oksijenin yokluğu bir reaksiyonu tetikler.
Böylece metan gazı ürün olarak elde edilir. Oksijenin aerob bakteriler tarafından tüketilmesi ile, anaerob bakterilere ortam hazırlanmış olur. Anaerop bakteriler oksijensiz ortamda çalışabilen bakterilerdir. Oksijen gittikçe azaldığından bu aşamada anaerop bakteriler çalışarak metan gazını meydana getirirler.
Elbette bu süreç on binlerce yıl hatta yüz binlerce sene devam eder. Biyojenik Metanın oluşması için yerin derinliklerinde 122 fahrenayt sıcaklığa ulaşmak ve yeterli zamanın geçmesi gereklidir. Ortam sıcaklığı yerin altında 210 fahrenayt dolaylarında iken karbondioksit çıkışı çok fazla olur. Metehan çıkışı ise az olur. Fakat termojenik Metanın oluşması aşamasında sıcaklık 250 fahrenayt seviyeye yükselir ve metan çıkışı gerçekleşir.
Metanojen Bakteriler ve Doğalgaz
Doğalgazın meydana gelmesinde metanojen ismi verilen mikroorganizmalarda görev almaktadır. Bu bakterilerin Metehan oluşturması biyojenik metan kaynaklarını oluşturur. Yine bu safhada organik maddeler farklı bir bakteri türü olan metanojen bakteriler tarafından parçalanırlar bu tür bakteriler yeryüzünde hayvan bağırsaklarının içinde de yaşarlar.
Petrol ve doğalgazın meydana geliş aşamaları özetle bakterilerin hidrokarbonları parçalaması ve uzun bir süreçte hem biyolojik hem de jeolojik faktörlerin işe girmesi ile metan gazının ve daha yoğun karbon içeren yakıtların ortaya çıkmasını sağlamaktan ibarettir. En basit haliyle metanojenik bakteriler hidrokarbonlu parçalarken 4 mol hidrokarbon dan 3 mol metal 1 mol karbondioksit ve 2 mol su açığa çıkarırlar. Bu bakterilerin reaksiyonlarını gerçekleştirirken ortaya çıkardıkları ortak ürün karbondioksit ve metandır.
Konvansiyonel Olmayan Kaynaklar
Doğalgaz kaynakları arasında en ulaşılması zor kaynaklardır. Bu kaynaklardan gaz çıkarmak oldukça pahalı işlemler gerektirir. Bu kaynaklar arasında derin doğalgaz adı verilen kaynaklar, yerin 1500 Feet altındadır ve buraya ulaşmak neredeyse imkansızdır. Yine sıkışmış doğalgaz kaynakları da konvansiyonel değildir. Sert kayaların arasına sıkışmış gazlardır ve çıkarılmaları çok zordur. Sığ denizlerin çamur tabakaları arasına sıkışmış doğalgaz rezervleri de ulaşılması zor kaynaklardır. Kömür madenleri de doğalgaz kaynaklarıdır. Hepsi olmasa da büyük bir kısmı doğalgaz içerirler.
Taşımalı Sistem Doğalgaz Nedir? – LPG, LNG ve CNG Özellikleri Nelerdir?
Ülkemizde henüz doğalgaz hattı döşenmemiş şehirlere taşımalı sistem doğalgaz getirilmesi gündemde. Bu sisteme sıkıştırılmış doğalgaz / CNG (Compressed Natural Gas) de diyebiliriz. Doğalgazın belirli proseslerle yüksek basınçlara sıkıştırılmış hali olarak tanımlayabiliriz. CNG, sıvılaştırılmış doğalgaz olan LNG’ye göre bazı konularda farklılık gösterir. Özellikle düşük maliyetli olması ve kolay bir şekilde gaz halde depolanabilir olması gibi avantajlara sahiptir. Yazımızda LNG, LPG ve CNG nedir, hangi alanlarda kullanılır, gibi sorulara yanıt vereceğiz.
CNG Sıkıştırılmış Doğalgaz Nedir ?
Sıkıştırılmış doğalgaz (Compressed natural gas) diye adlandırılan CNG, gaz olarak veya LNG terminallerinden sıvılaştırılarak tedarik edilebilir. Bunun için 200 bar basıncın üzerinde sıkıştırılması gerekir. Kokusuz ve renksiz bir gazdır, zehirli değildir. Ekonomik ve teknolojik olarak doğalgaz hattı döşemesi mümkün olmayan bölgelerde yakıt olarak kullanılabilmektedir. Halk arasında taşımalı doğalgaz olarak da bilinir. Ülkemizde doğalgaz hattı yerleşik olmayan bazı şehir ve beldelerde taşımalı doğalgaz sistemi kullanılmaktadır. Bazı bölgelerde ise CNG kullanılması için çalışmalara başlanmıştır. Çok yakında bu alanlarda aktif olarak kullanılabilecektir. Bu sayede gaz fazında tüketime sunulacaktır.
CNG Kullanım Alanları
Endüstriyel olarak birçok farklı sektörde uzun yıllardır CNG güvenli kullanılmaktadır. Sıklıkla taşımacılık sektöründe adından bahsettirmekte. Yanma ve patlama tehlikesi diğer yakıtlara göre daha düşüktür. Oktan değeri 120-125 civarındadır. Taşımalı doğalgaz diye de bilinen CNG evlerde, doğalgaz gibi kişisel ihtiyaçlar için de kullanılabilir.
LNG Sıvılaştırılmış Doğalgaz Nedir?
Sıvılaştırılmış doğalgaz olan LNG (Liquified Natural Gas), atmosfer basıncı altında -162°C’e soğutulduğunda sıvı faza geçiş yapar. Böylelikle sıvı doğalgaz olur. Renksiz, kokusuz ve çevreci bir yakıttır. Son tüketiciye gaz fazında sunulur. Birçok farklı sektörde kullanıma uygundur.
Standart doğalgaza kıyasla daha yüksek enerji değerine sahiptir. Temizdir ve düşük basınçlar altında 600 defa küçültülerek sıvı halde barındırılabilmektedir. Özellikle doğalgaz hatlarının olmadığı bölgelerde, kara yolu veya gemi yolu ile nakliye edilerek kullanılabilir. Doğalgazın sıvılaştırılması sırasında ağır hidrokarbonlardan arındırıldığını düşünürsek, son derece çevreci olduğunu bu özelliğe bağlayabiliriz.
LNG Hangi Alanlarda Kullanıma Uygundur?
Özellikle yüksek yakıt tüketimi olan işletmelerde LNG kullanılabilir. Tabi bu yakıt kullanılırken standartlara uygun olmalı, yönetmelik şartlarını sağlamalı ve gerekli talimatların yerine getirilmiş olması gerekir. Aksi takdirde kullanımı mümkün olmayacaktır. Temiz yakıt olarak da nitelendirilen LNG, genel olarak sanayi tesislerinde ve ticari işletmelerde kullanılmaktadır. Sıcak hava, buhar, kızgın yağ, sıcak ve kızgın su, pişirme ve kurutma fırınları, seramik ve cam sanayi, otomotiv sanayi, elektrik üretimi, metal işleme hizmeti veren işletmelerde kullanıldığını söyleyebiliriz.
LNG Yakıtının Özellikleri Nelerdir?
Depolama ve saklama şartları prosedürlere uygun olduğunda herhangi bir şekilde yanma veya patlama riski barındırmaz. Prosedürler incelendiğinde oksijensiz tanklarda depolanması gerektiğini görüyoruz. Bu sayede oksijenle tepkimeye girmediği için yanma riski yoktur.
Ancak hava ile doğrudan temas ettiğinde yanıcı olabilmektedir. Sıvı fazda bulunan LNG yanıcı olmadığı gibi patlayıcı da değildir. Yalnızca kapalı ortamda buharı patlamaya sebebiyet verebilir. LNG’nin prosedürler gereği hava gaz oranı %5 – %15 arasında olmalıdır.
LNG genel olarak güvenilirliği olan bir akışkan yakıttır. Güvenilirliğin sürdürülebilir olmasındaki temel neden ise güçlü ve dayanıklı malzemeler ile depolanmasıdır. Gaz fazına dönüştürüldüğü sırada yayılma gösterir ve havada seyrelir. Özgül ağırlığı ise havadan düşüktür. LNG’nin transferi ve depolanması ile ilgili çeşitli yönetmelikler dizisi mevcuttur. Tüm bu işlemler sıkı denetimlere tabi olur.
LNG bu zamana kadar herhangi bir ölümlü kazaya neden olmadı. Bunun nedeni ise sıkı denetimler ve hem transfer sürecindeki hem de depolama sürecindeki işlemlerin son derece özenle yapılıyor olmasıdır.
LPG Nedir?
Sıvılaştırılmış petrol gazı olarak nitelendirilmektedir. Ham petrol damıtılır, petrol yatakları üzerinde yer alan doğalgazın belirli işlemlerle ayrıştırılması sonucunda elde edilir. Basın altında sıvılaşır. LNG gibi renksiz ve kokusuzdur.
Fakat LNG’den farklı olarak havadan ağır bir akışkandır. Yanıcıdır. Sızıntının fark edilebilir olması amacıyla üreticiler tarafından kokulandırıcı katılmaktadır. Standart bir LPG bileşeninde %30 propan, %70 bütan yer alır. Doğalgazdan farklı olarak LPG uçucu değildir. Kullanıma uygun şartlar elde edildiğinde son derece güvenilir bir akışkan yakıttır. LPG kullanmak için altyapı gerekmez. Doğrudan kullanıma uygun bir türevdir. Çevreci bir yakıttır. Ambalajlanabilen ve transferi mümkün olan bir enerji türüdür. Verimli ve ısı değeri yüksek bir yakıttır. Aynı zamanda onlarca farklı sektörde kullanılabilir.
Doğalgazın Fosil Yakıtlara Üstünlükleri
Doğalgaz temiz bir yakıt olması nedeniyle sadece Endüstri ve sanayide ya da konut ofis ısıtma sistemlerinde veya elektrik üretiminde kullanılmakla kalmaz aynı zamanda motorlu araçlarda kullanımı da yaygınlaşmaya başlamıştır. Doğalgazın dünyada desteklenen önemli bir gaz olmasının nedeni öncelikli olarak çevresel avantajlarıdır. Çünkü doğalgazın içeriğinde zararlı kükürt –S-veya diğer organik bileşikler olmadığı için yanma sonu gazları hava kirliliğine neden olmaz ya da çok az kirlilik oluşturur.
Sera Etkisi ve Emisyon Sorunları
Yine dünyanın en büyük sorunlarından biri olan Sera etkisi yaratmaması doğalgazın avantajlarındandır. Doğalgazın Sera etkisi dizel yakıtla karşılaştırıldığında % 22 daha düşüktür. Yine benzinle kıyaslandığında yüzde 29 daha düşük Sera etkisi vardır.
Emisyonlarda karbondioksit gazı da önemli bir kriterdir. LPG ye göre yüzde 12 daha az benzine göre yüzde yirmi beş daha az karbondioksit salınımı yapar. Azotun yüksek sıcaklıkta oksijenle yanması sonucu motor pistonların içerisinde istenmeyen NOx bileşikleri dizele göre %70 oranında daha az olduğundan fosil yakıtlara göre alternatif yakıt olarak tercih edilebilir.
Doğalgaz karbon monoksit oranında yüzde 90’lara varan azalma göstermektedir. Son yıllarda artan kanser vakalarının büyük çoğunluğunun bu emisyonlara bağlı olduğu bilinmektedir. kanserojen madde içermeyen doğalgaz yakıt olarak kullanılabilir.
Karbondioksit atıklarının düşük olmasının nedeni doğalgaz bileşiminde yüksek oranda hidrojen olmasıdır. Dünya genelinde bir sorun olan emisyon problemini ortadan kaldırmak için Avustralya Kore Çin Japonya Amerika ve Avrupa Birliği çalışmalar yürütmektedir. 2020 yılında hedeflenen emisyon Avrupa için 90 seviyesine inecektir. Amerika 2020 yılında dahi 170 seviyelerinde kalacaktır. Bu da demek oluyor ki Amerika Birleşik Devletleri emisyon problemlerin çözümüne fazla bir katkı sağlamıyor. Yine 2020 yılında Japonya’nın emisyonları 120 seviyesini düşüreceği planlanıyor. günümüzde Amerika’da emisyon en yüksek düzeyde 270 seviyelerine yaklaşmış bulunuyor.
Doğalgaz’ı Ekonomik Kullanmak
Doğalgaz ile çalışacak olan araçların yeni bir modifikasyonu ihtiyacı vardır. Bu da bagaj hacminin büyümesi menzil kayıplarının yaşanması anlamına gelir. Doğalgaz daha geniş hacimli yakıt tankları gerektirir. Çünkü metan gazından en düşük karbon olması nedeniyle yanma kalitesi ve verimi daha düşüktür. İkinci olarak doğalgazla çalışan yakıt depolarının doldurulması zahmetli bir iştir. Depoları çabuk boşalır ve benzine oranla1/3 oranında yol alındığında deponun tekrar doldurulması gerekir. Araçlarda kullanımı yeni bir kavram olduğu için dolum istasyonlarının sayısı da azdır. Fakat bu problem zamanla çözülebilir.
Doğalgaz Faturasını Azaltmak için Neler Yapılabilir?
Soğuk geçen kış aylarında, yüksek doğalgaz faturaları hepimiz için kabus olabiliyor. Alınabilecek bazı önlemlerle %40’a kadar tasarruf sağlanabilir. Yazımızda doğalgaz faturasını azaltmak için nelerin yapılabileceğinden bahsedeceğiz.
Termostat Vanalar Kullanılabilir
Gaz sensörlü termostat vanalar, belirtilen sıcaklıklarda odayı sabit tutmak için son derece elverişli ve tasarruflu bir yöntemdir. Bu vanaları yatak odalarını ve oturma odalarını farklı sıcaklıklara ayarlayabilirsiniz. Uzun süre kalmadığınız odalarda, sıcaklığı diğer odalara göre 1-2 derece düşürebilirsiniz. Bu önlem faturalarınızda doğrudan %30’luk bir tasarrufa neden olur.
Radyatöre Bitişik Herhangi Bir Eşya Barındırmayın
Özellikle koltuklar ve kanepeler radyatöre yakın veya bitişik konumlandırılmamalıdır. Ortalama 20-30 cm uzakta yer alması gerekir. Aynı zamanda radyatör ısıyı en etkili şekilde üstünden aktarır. Bu bağlamda radyatörün üzerinde de herhangi bir eşya bulundurmayın. Perdeler de radyatöre engel olan eşyalardandır. Tam olarak üzerinde sonlandırılması gerekir. Perdeleriniz radyatörün kapatıyorsa mutlaka kestirin. Zemine kadar inen perdeler kullanmamaya özen gösterin.
Isı Yalıtım Levhaları Kullanılabilir
Mantolama olmayan yapılarda özellikle ısı yalıtım levhaları ekonomik ısınma için tercih edilmesi gereken yegane elemanlardandır. Sert kış şartlarında duvar ile radyatör arasına konumlandıracağınız ısı yalıtım levhaları en az %15’lik bir yakıt tasarrufu sağlar.
Kombiyi Sabit Sıcaklıklarda / Sürekli Çalıştırın
Genel olarak insanların en çok yanlış yaptığı konulardan birisi evde olunmadığı zamanlarda kombiyi tamamen kapatmaktır. Sürekli olarak aç/kapa yapıldığında kombi, her seferinde radyatör içerisindeki akışkan sıcaklığını artırmak için daha fazla enerji harcayacaktır. Fakat düşük sıcaklıklarda sürekli olarak çalışması daha ekonomik yakıt sarfiyatını beraberinde getirecektir. Örneğin sürekli aç/kapa yaparak sıcaklığı 45 dereceye ayarlıyorsanız, sabit sıcaklıkta 40 derece daha ideal olur.
Açık Renkli ve Yalıtımlı Boyalar Kullanılabilir
Gerek duvarlarda gerekse çatılarda açık renkli yalıtım sağlayan boyalara kullanarak enerjiden tasarruf yapabilirsiniz. Bu tür kaplama boyalar yüksek yansıtma özelliklerine sahiptir. Aynı zamanda bu açık renk boyalar, iç mekanda aydınlatma konusunda da avantajlı olacaktır. Hem ısı yönünden hem de aydınlatma yönünden fayda sağlamak için evinizin boyanacağı zaman açık renkli yalıtımlı boyalar tercih edebilirsiniz. Ortalama %25 civarında tasarruf sağlar.
Hava Geçişleri için Önlem Alınabilir
Kapı altlarında ve pencere kenarlarındaki boşluklar, evinizin çok daha fazla enerji tüketimi yaparak ısınmasına sebebiyet verir. Dış dünya ile evinizi ayıran tüm bölgelerin sızdırmazlıklarını kontrol edin. Şayet pencere ve kapı çevrelerinde hava akımını hissediyorsanız, bu bölgeler için önlem alabilirsiniz. Cam kenarları için macun veya silikon maddeler kullanılabilir. PVC doğramalar ısı kaybını en iyi şekilde önleyen elemanlardır. Şayet evinizde PVC yerine ahşap pencere ve kapı kullanıyorsanız, izolasyon bantları ile tüm çevresini kaplayabilirsiniz. Böylelikle %30’lara kadar tasarruf yapabilirsiniz.
Tek Bir Odayı Isıtmak Tüm Evi Isıtmaktan Daha Pahalı!
Tek kat üzerine konumlandırılan yaşam alanlarında, tek bir odayı ısıtıp tasarruf etmeye çalışıyorsanız yanlış yaptığınızı söylemeliyiz. Tabi bu durum kapı açıksa geçerlidir. Evin tümünü sabit sıcaklıklarda ısıtmaya çalışmak, tek bir odayı ısıtmaktan daha tasarrufludur. Odaların birbiriyle olan temas yüzeyler, enerji kayıplarına neden olur. Eğer bitişik 2 odayı birden ısıtırsanız, bu kayıpları en aza indirmiş ve tasarruf etmiş olursunuz. Ek olarak alt ve üst komşunuz da bu durumdan olumsuz etkilenebiliyor. Bu anlamda apartmanlarda tüm dairelerin ısınmasının aktif olarak çalışması, tümü için tasarruf oluşturur.
Camlar Filmle Kaplanabilir
İç mekandaki ısının korunması için cam filmleri büyük bir fayda sağlar. Camlar ısı yalıtımı yönünden zayıf elemanlardır. Ancak filmle kaplandığı takdirde daha iyi bir yalıtım sağlar. Özellikle seramik olan cam filmleri yalıtım yönünden kuvvetli olduğu gibi güneşin zararlı ışınlarından da korunmanıza yardımcı olur. Ortalama tasarruf oranı %10’dur.
Uyku Saatlerinde Ortam Sıcaklığı 3-4 Derece Düşürülebilir
Hem uyku saatlerinde hem de evde olmadığınız zamanlarda ortam sıcaklığını normal sıcaklıktan 3-4 derece daha düşük ayarlayabilirsiniz. Bu size %10 tasarruf sağlar.
Radyatörler Belirli Periyotlarda Temizlenmelidir
Radyatör bakımının yapılmaması ciddi ölçüde yüksek faturalara neden olur. Kış aylarında 2 ayda 1 olmak üzere radyatörlerin temizliğini kolaylıkla yapabilirsiniz. İçerisinde biriken hava, paslanma, balçıklaşma ve kireçlenme sorunlarını bu sayede önlemiş olursunuz. Radyatör temizliği ortalama %15 civarında yakıt tasarrufu sağlar.
Isı Pay Ölçer Kullanılabilir
Doğalgaz faturasını azaltmak için yapılacak en önemli önlemlerden birisi ısı pay ölçer kullanmaktır. Bu sistem merkezi doğalgaz sistemlerinde geçerlidir. Apartmanlarda daire sakinleri, kişisel ayarlamalar yaparak ortalama %30-45 oranında tasarruf yapabilir.
Mantolama En Etkili Tasarruf Yöntemidir!
Mantolama temel olarak kış aylarında ortamın sıcak kalmasına, yaz aylarında ise serin kalmasına yardımcı olur. Dış cephe ve iç cephe uygulamaları olmak üzere iki farklı türde mantolama uygulaması mevcuttur. Faturaların ortalama %50 oranında azalmasını sağlamaktadır. Ortalama bir yapıda mantolama uygulaması için gerekli maliyetin 5 yıllık ısınma maliyetine eşit olduğunu söyleyebiliriz. Bunun yanında enerji tüketimi en aza indirileceğinden son derece çevreci bir uygulamadır.
Doğalgaz aboneliği nasıl yapılır
Merhaba, Doğalgaz Zehirli Değilse, Neden Ölümlü Sonuçlar Doğuruyor? yazınızda küçük bir düzeltme gereklidir. Yazınızda karbon monoksit (CO4) olarak geçiyor. Oysa karbon monoksidin formülü CO4 değil sadece CO dur. Kolay gelsin.
Haklısınız Hüseyin bey, yazım hatası yapmışımız bahsettiğiniz paragrafta. Sorunuza gelince;
“Doğalgaz Zehirli Değilse, Neden Ölümlü Sonuçlar Doğuruyor?” sorusu, doğalgazın kullanımı ve onun güvenliği hakkında önemli bir konuyu gündeme getirir. Doğalgazın kendisi doğrudan zehirli bir gaz değildir; asıl tehlike, yanma sonucu ortaya çıkan karbon monoksit (CO) gazından kaynaklanır.
Doğalgaz metan (CH4) gibi yanıcı gazlar içerir ve doğru şekilde yanarsa, başlıca yanma ürünleri karbon dioksit (CO2) ve su buharıdır. Ancak, yanma süreci eksik veya yetersiz oksijenle gerçekleşirse, karbon monoksit üretilebilir. Karbon monoksit, renksiz, kokusuz bir gazdır ve yüksek konsantrasyonlarda solunduğunda zehirlidir. CO, kanın oksijen taşıma kapasitesini azaltır, bu da doku ve organlara yeterli oksijenin ulaşmamasına ve sonuç olarak zehirlenmelere veya ölüme yol açabilir.
Doğalgaz zehirlenmeleri genellikle şu durumlarda meydana gelir:
1. Yanlış Havalandırma: Doğalgaz yakıtlı cihazlar (kombi, şofben, soba vb.) yeterince havalandırılmayan kapalı alanlarda kullanıldığında, yanma için gerekli oksijen miktarı azalır. Bu, karbon monoksit üretiminin artmasına neden olabilir.
2. Cihaz ve Bacaların Bakımsızlığı: Doğalgaz cihazlarının ve bacalarının düzenli bakımı yapılmazsa, zamanla tıkanıklıklar ve arızalar meydana gelebilir. Bu durumlar da yanma verimliliğini düşürerek CO üretimini artırabilir.
3. Sızıntılar: Doğalgaz sızıntıları, doğrudan zehirlenmelere yol açmaz. Ancak, sızıntılar ateşle temas ettiğinde patlama ve yangın riski taşır, bu da dolaylı yoldan zarar ve ölümlere neden olabilir.
Bu nedenlerle, doğalgaz kullanımında güvenlik önlemlerinin alınması, cihazların ve tesisatın düzenli olarak bakımının yapılması, iyi havalandırma sistemlerinin kurulması ve karbon monoksit detektörlerinin kullanılması büyük önem taşır. Bu tedbirler, doğalgaz kaynaklı ölümlü sonuçların önlenmesinde etkilidir.